Yeniden karsilassak bile, seni taniyamam,' diye karsilik verdi Yumurta Adam hosnutsuz bir ses tonuyla, tokalasmak uzere parmaklarindan birini uzatarak. 'Sen de tipki diger insanlar gibisin,' dedi. 'Insanlar genellikle yuzlerinden taninirlar,' dedi Alice dusunceli bir ses tonuyla. 'Iste benim yakindigim sey de bu ya,' dedi Yumurta Adam. 'Senin yuzun de herkesinki gibi...iki goz,soyle...' (basparmagiyla havada gozlerin yerini isaret ediyordu) 'ortada bir burun, altinda bir agiz. Hep ayni. Ornegin burnun iki yaninda iki gozun olsaydi...ya da agzin tepende olsaydi...bu belki bir ise yarardi.' 'Ama o kadar da guzel olmazdi,' diye Alice karsi cikti ona. Fakat Yumurta Adam sadece gozlerini yumdu ve 'Dene de gor,' dedi. Alice, acaba bir kez daha konusur mu diye bir dakika bekledi, ne var ki Yumurta Adam ne gozunu acti, ne de onu dikkate aldi; Alice, bir kez daha 'Hoscakal!' dedi ve buna karsilik alamayinca, sessizce oradan uzaklasti; giderken kendi kendine 'Butun bu yetersizlikleriyle (bunu yuksek sesle soylemisti, cunku boylesine uzun bir sozcugu soylemek buyuk bir teselliydi). 'Butun bu yetersizlikleriyle karsima cikip duran bu insanlar...' Alice cumlesini bir turlu bitiremedi, cunku koru muthis bir sarsintiyla sarsiliyordu.