"...Fakat bir kez daha hissediyorum ki, bir ara vermeliyim, cunku tek bir sozcugun bile ne kadar cok anlama gelebilecegini, nasil zit yonlere cekilebilecegini fark edince korkuyorum. Simdi, ilk kez butunluk icinde bir seyler anlatmaya kalktigimda, hareket halindeki yasayan bir seyi derli toplu bir halde saptamanin ne kadar zor oldugunu ancak fark ediyorum. Az once ben, 7 haziran 1913 gunu ogle saatlerinde bir fayton kiraladigimi yazdim. fakat bunda bile simdiden bir belirsizlik var, cunku uzerinden henuz 4 ay gecmis olmasina ragmen ben epeydir o 7 haziran gunundeki ben degilim artik, oysa hala o zamanki "bana" ait olan yazi masasinin basinda oturuyorum, o benin kalemiyle ve onun eliyle yaziyorum. O zamanki "ben"den, tam da bu olay nedeniyle tamamen koptum; artik ona disaridan, soguk ve yabanci bir tavirla bakiyorum ve onu, hakkinda pek cok esasli sey bildigim, ama yine de benim disimda kalan bir yol arkadasi, bir is arkadasi, bir dost olarak tasvir edebilirim. Bir zamanlarki "ben" oldugunu hicbir sekilde hissetmeden onun hakkinda konusabilirim, onu elestirebilirim veya yargilayabilirim."