"-Yuruyebilecegimden emin degilim. -Oyleyse seni tasirim. -Ask bu mu? -Ask nedir, bilmiyorum artik. Bir hafta once pek cok fikrim vardi. Ask nedir, nasil kalici kilinir. Simdi asigim ve en ufak bir fikrim yok. Simdi asigim ve bu konuda bir aptaldan farkim yok. .... Dolunayin gerceklestigi gune, Ay'in ne buyudugu ne de kuculdugu gune, Babilliler "yurek dinlencesi" anlamina gelen Sabat adini vermislerdi. Bu gunde Ay tanricasinin, Babil'de bilinen adiyla Ay'daki kadin Istar'in adet gordugune inanilirdi; cunku neredeyse her eski ve ilkel toplumda oldugu gibi Babil'de de cok eski zamanlardan beri bir kadinin aybasi kanamasi gecirirken calismasi, yemek pisirmesi ya da yolculuk etmesi tabu sayilirdi. Bildigimiz Sebt gununun kokeni olan Sabat'ta erkekler de kadinlar gibi dinlenmek zorundaydi; cunku Ay adet gorurken tabu herkes icin gecerliydi. Baslangicta (ve dogal olarak) ayda bir kez gozlemlenen Sebt, daha sonra Hristiyanlar tarafindan Yaratilis mitleriyle birlestirilip ise yarar bir sekilde haftalik hale getirildi. Boylelikle gunumuzde sert adaleli, sert kasketli, sert zihinli erkekler, adet gormeye iliskin arketip psikolojik bir tepki sayesinde pazar gunleri ise gitmekten kurtulmuslardir. .... Luzumlu ve luzumsuz delilikler vardir. Ikinci gruba girenler Gunes karakteri tasir birinci gruba girenlerse Ay ile baglantilidir. Luzumsuz delilikler, hirs, saldirganik ve ergenlik oncesine ozgu endiseden olusan gevrek bir karisimdir, cok uzun zaman once atilmis olmasi gereken bir cop yiginidir. Luzumlu delilikler, kisinin, akranlari ne kadar kacik bulsa da erdemli ve dogru olduklarini icguduleriyle sezdigi durtulerdir. Luzumsuz delilikler insanin basini kendisiyle belaya sokar. Luzumlu delilikler insanin basini baskalariyla belaya sokar. Insanin basinin baskalariyla belaya girmesi her zaman daha iyidir. Hatta luzumlu olabilir. Siir, siirin iyi yazilmisi, Ay ozelliklerini tasir ve luzumlu deliliklerle ilgilidir. Gazetecilik Gunes ozellikleri tasir (Gunes adinda pek cok gazete varken hicbirinr Ay adi verilmemistir) ve luzumsuzluklara adanmistir. .... Saygi ve itaat yeminleri etmek yerine, yardim ve yataklik edecegimiz sozunu vermeliyiz belki.. .... "Dunyanin obur ucuna dek onun pesinden gidecegim." diye hickira hickira agladi. Evet sekerim ama dunyanin bir ucu yok. Kolomb bunu saptamisti. .... (Mutluluk gozyaslari sahne sagindan cikar. Saskinlik gozyaslari sahne solundan girer, yer isiklarina dogru ilerler.) .... Bir pastanin ustunde yirmi mum. Bir pakette yirmi Camel. Geride biraktigimiz yirmi yuzyil. Peki ya sonra? Bir pastanin ustunde yirmi mum. Bir pakette yirmi Camel. Federal kodeste yirmi ay. Genc bir kizin bogazindan asagi yuvarlanan yirmi kadeh tekila. Hazreti Isa'nin son kez kic ustu oturusundan bu yana yirmi yuzyil gecmis ve onca zaman sonra bizler tutkunun cekip gittiginde nereye gittigini hala bilmiyoruz. .... Ahmaklar, orgutlu davalara hizmet konusunda en uygun kisilerdir; cunku nadiren yapacak daha yaratici bir isleri olur ve boyle bir isleri olsa bile dar gorus nedeniyle kisitlandiklarindan o isi muhtemelen yapmazlar. .... Bernard'in dolunay isiginin dort bucuk metre yukseklikteki kirk vatlik bir ampule esit oldugunu soyledigini hatirladi. .... "Bak hayatim, sevgilin nam salmis biri. Orospu cocugunun her seyden bomba yapabilecegi soyleniyor." .... Dort elementten ucu tum yaratiklar tarafindan paylasilir ama ates yalnizca insanogluna bagislanmis bir hediyeydi. .... Bir nefes sigaraya, bir lokma yemege, bir fincan kahveye, bir parca gote ya da temposu hizli bir oykuye ihtiyac duydugu halde nasibine hepi topu felsefe dusen her zeki kisinin yapacagi gibi dik dik bakiyorlardi ona. .... Insan kendi kurallarini da bozamadiktan sonra kimin kurallarini bozabilirdi?"