94aaab6
|
A person's looking for a simple truth to live by, there it is. CHOICE. To refuse to passively accept what we've been handed by nature or society, but to choose for ourselves. CHOICE. That's the difference between emptiness and substance, between a life actually lived and a wimpy shadow cast on an office wall.
|
|
free-will
life
still-life-with-woodpecker
tom-robbins
|
Tom Robbins |
0163276
|
...he glanced over his shoulder at her, regarding her, as he often did before they made love, as if she were a lost continent about to be rediscovered.
|
|
sex
skinny-legs-and-all
tom-robbins
|
Tom Robbins |
39006e1
|
Although the surface of our planet is two-thirds water, we call it the Earth. We say we are earthlings, not waterlings. Our blood is closer to seawater than our bones to soil, but that's no matter. The sea is the cradle we all rocked out of, but it's to dust that we go. From the time that water invented us, we began to seek out dirt. The further we separate ourselves from the dirt, the further we separate ourselves from ourselves. Alienation is a disease of the unsoiled.
|
|
earth
another-roadside-attraction
tom-robbins
soil
dirt
amanda
water
|
Tom Robbins |
5850082
|
Switters was actually quite fond of Seattle's weather, and not merely because of it's ambivalence. He liked it's subtle, muted qualities and the landscape that those qualities encouraged if not engendered: vistas that seemed to have been sketched with a sumi brush dipped in quicksilver and green tea. It was fresh, it was clean, it was gently primal, and mystically suggestive.
|
|
tom-robbins
|
Tom Robbins |
8c1270a
|
"Ritual he liked, but compulsory routine he hated. Thus, he resented every minute that he now had to surrender to showering, shampooing, shaving, and flossing and brushing his teeth. If mere men could devise self-defrosting refrigerators and self-cleaning ovens, why couldn't nature, in all its complex, inventive magnificence, have managed to come up with self-cleaning teeth? "There's birth," he grumbled, "there's death, and in between there's maintenance."
|
|
life
tom-robbins
|
Tom Robbins |
bb0b55d
|
What I'm saying is simply that every totalitarian society, no matter how strict, has had its underground. In fact, two undergrounds. There's the underground involved in political resistance and the underground involved in preserving beauty and fun--which is to say, preserving the human spirit.
|
|
still-life-with-woodpecker
tom-robbins
totalitarianism
|
Tom Robbins |
62f5d72
|
"-Yuruyebilecegimden emin degilim. -Oyleyse seni tasirim. -Ask bu mu? -Ask nedir, bilmiyorum artik. Bir hafta once pek cok fikrim vardi. Ask nedir, nasil kalici kilinir. Simdi asigim ve en ufak bir fikrim yok. Simdi asigim ve bu konuda bir aptaldan farkim yok. .... Dolunayin gerceklestigi gune, Ay'in ne buyudugu ne de kuculdugu gune, Babilliler "yurek dinlencesi" anlamina gelen Sabat adini vermislerdi. Bu gunde Ay tanricasinin, Babil'de bilinen adiyla Ay'daki kadin Istar'in adet gordugune inanilirdi; cunku neredeyse her eski ve ilkel toplumda oldugu gibi Babil'de de cok eski zamanlardan beri bir kadinin aybasi kanamasi gecirirken calismasi, yemek pisirmesi ya da yolculuk etmesi tabu sayilirdi. Bildigimiz Sebt gununun kokeni olan Sabat'ta erkekler de kadinlar gibi dinlenmek zorundaydi; cunku Ay adet gorurken tabu herkes icin gecerliydi. Baslangicta (ve dogal olarak) ayda bir kez gozlemlenen Sebt, daha sonra Hristiyanlar tarafindan Yaratilis mitleriyle birlestirilip ise yarar bir sekilde haftalik hale getirildi. Boylelikle gunumuzde sert adaleli, sert kasketli, sert zihinli erkekler, adet gormeye iliskin arketip psikolojik bir tepki sayesinde pazar gunleri ise gitmekten kurtulmuslardir. .... Luzumlu ve luzumsuz delilikler vardir. Ikinci gruba girenler Gunes karakteri tasir birinci gruba girenlerse Ay ile baglantilidir. Luzumsuz delilikler, hirs, saldirganik ve ergenlik oncesine ozgu endiseden olusan gevrek bir karisimdir, cok uzun zaman once atilmis olmasi gereken bir cop yiginidir. Luzumlu delilikler, kisinin, akranlari ne kadar kacik bulsa da erdemli ve dogru olduklarini icguduleriyle sezdigi durtulerdir. Luzumsuz delilikler insanin basini kendisiyle belaya sokar. Luzumlu delilikler insanin basini baskalariyla belaya sokar. Insanin basinin baskalariyla belaya girmesi her zaman daha iyidir. Hatta luzumlu olabilir. Siir, siirin iyi yazilmisi, Ay ozelliklerini tasir ve luzumlu deliliklerle ilgilidir. Gazetecilik Gunes ozellikleri tasir (Gunes adinda pek cok gazete varken hicbirinr Ay adi verilmemistir) ve luzumsuzluklara adanmistir. .... Saygi ve itaat yeminleri etmek yerine, yardim ve yataklik edecegimiz sozunu vermeliyiz belki.. .... "Dunyanin obur ucuna dek onun pesinden gidecegim." diye hickira hickira agladi. Evet sekerim ama dunyanin bir ucu yok. Kolomb bunu saptamisti. .... (Mutluluk gozyaslari sahne sagindan cikar. Saskinlik gozyaslari sahne solundan girer, yer isiklarina dogru ilerler.) .... Bir pastanin ustunde yirmi mum. Bir pakette yirmi Camel. Geride biraktigimiz yirmi yuzyil. Peki ya sonra? Bir pastanin ustunde yirmi mum. Bir pakette yirmi Camel. Federal kodeste yirmi ay. Genc bir kizin bogazindan asagi yuvarlanan yirmi kadeh tekila. Hazreti Isa'nin son kez kic ustu oturusundan bu yana yirmi yuzyil gecmis ve onca zaman sonra bizler tutkunun cekip gittiginde nereye gittigini hala bilmiyoruz. .... Ahmaklar, orgutlu davalara hizmet konusunda en uygun kisilerdir; cunku nadiren yapacak daha yaratici bir isleri olur ve boyle bir isleri olsa bile dar gorus nedeniyle kisitlandiklarindan o isi muhtemelen yapmazlar. .... Bernard'in dolunay isiginin dort bucuk metre yukseklikteki kirk vatlik bir ampule esit oldugunu soyledigini hatirladi. .... "Bak hayatim, sevgilin nam salmis biri. Orospu cocugunun her seyden bomba yapabilecegi soyleniyor." .... Dort elementten ucu tum yaratiklar tarafindan paylasilir ama ates yalnizca insanogluna bagislanmis bir hediyeydi. .... Bir nefes sigaraya, bir lokma yemege, bir fincan kahveye, bir parca gote ya da temposu hizli bir oykuye ihtiyac duydugu halde nasibine hepi topu felsefe dusen her zeki kisinin yapacagi gibi dik dik bakiyorlardi ona. .... Insan kendi kurallarini da bozamadiktan sonra kimin kurallarini bozabilirdi?"
|
|
still-life-with-woodpecker
tom-robbins
|
Tom Robbins |
5fdb4ae
|
Oh, Marx,' Amanda sighed. 'You're so melodramatic. So what if it's this way or that way? When I was in convent school I used to stare out the windows at the clouds. I used to chase butterflies in the Mother Superior's flower patch. Those clouds and those butterflies, they didn't know secular from religious--and they didn't care.' 'I'm neither a cloud nor a butterlfy,' I snapped. 'We're all the same as clouds and butterflies. We just pretend to be something different.
|
|
humor
tom-robbins
clouds
butterflies
|
Tom Robbins |
512da6a
|
"Belli ki birisi piramitleri akilda bulundurmamizi istemis cunku piramit sembolu duzenli olarak elledigimiz ya da gozlemledigimiz seylerde dikkat cekici bir bicimde yer aliyor. Herhangi bir gun icinde piyasada iki milyardan fazla bir dolarlik banknot dolasir. Yuzyilin buyuk bir bolumunde Amerika Birlesik Devletleri'nde icilen sigaralarin yarisi Camel idi, yani yilda asagi yukari otuz milyar. Piramitlerin modern cagin en populer iki nesnesini suslemesinin rastlantisal bir secim olma ihtimali zayif. Birisi dolalarin ve sigaralarin genis capta dolasimda olacagini biliyordu ve piramitlerin de onlarla birlikte gezmesini saglamisti. Orijinal yapilardan mesafe ve zaman nedeniyle ayri dusen bir kulture piramitlerin, eger almasini ogrenirsen bize verecek degerli bir seye sahip olduklari hatirlatilacakti. .... Gercek hukumetler gece gec saatlerde, Iran halilarinin en zengin ornekleriyle doseli penceresiz odalarda yillanmis konyaklar ve Havana purolari icerek toplanti yapiyorlardi. .... Yirminci yuzyilin son ceyreginin anonim barbarlari gibi- .... Hakikat tinisi seslerin en guzelidir; gerci kimi kadinlar yatakta kesinlikle onunla boy olcusecek gurultuler cikarir. .... Berberiler suna inanirdi: Mezarda bellek bulunmadigina gore defin yiginindan alinan toprak insanin uzuntulerini, bilhassa mutsuz askin yol actigi kalp kirikligini unutmasina yardimci olabilirdi. .... Esasen kitle gudulerini duzenlemek, yonlendirmek ve tatmin etmek uzere tasarlanmis bu toplumda insanin birey olarak sahip oldugu sessiz bolgelere sunulacak ne var? Din? Sanat? Doga? Hayir, kilise, dini standart bir halk gosterisine donusturmustur, muze de aynisini sanat icin yapmistir. Grand Canyon ile Niagara Selaleleri'ne o kadar cok bakilmistir ki, bu yerler bitkin dusmus cok fazla sayida aptal goz tarafindan emilerek icleri bosaltilmistir. Insanin birey olarak sahp oldugu sessiz bolgelere sunulacak ne var? Geceyarisi kagir tabaka soguk tavuk kemigine ne dersiniz, emriniz dogrultusunda uzayan ya da kisalan alev rengi ruja ne dersiniz, hic tanimadiginiz bir "kus" tarafindan terk edilmis suni kopukten bir kus yuvasina ne dersiniz, saganak yagmurda arabayla evinize giderken birbirini bos yere izleyen bir cift silecege ne dersiniz, sinemada koltugun altindan ayakkabiniza degen bir seye ne dersiniz, korelmis kursunkalemlere, sirin catallara, tombul kucuk radyolara, kutular dolusu kravata ve kuvet basinda duran banyo kopuklerine ne dersiniz? Evet otistik gorus ile deneysel dunya arasindaki bagi kuran, bu seylerdir, bu ucurtma ipleridir, zeytinyagi siseleridir ve meyveli seker ezmeleriyle dolu Sevgililer Gunu kalpleridir. Bu seyleri hakiki gizemli isiklarinda gostermektir Ay'in amaci. .... Insan vucudundan buyuk nesneler aleni olma niteligi tasir. Ay, bir sey ne kadar aleni olabilirse o kadar alenidir. Fakat Ay, mahremiyet duygusu uyandirmakta nadiren basarisizliga ugrar. .... Aramak, akilsiz, nevrotik, deliye donmus bir halde ya da korkakca yapildiginda bir saklanma bicimi olabilir. .... -Sen de benim dusundugumu mu dusunuyorsun? -Sanmam. Domates kelimesinin kokenini dusunuyordum. .... Haliyle cok yagmur yagiyordu. Meshur Seattle yagmuru. Ask, kalici olacaksa ayaklarinin islanmasina hazirlikli olmaliydi. .... Mutlu bir cocukluga sahip olmak icin asla gec degil."
|
|
still-life-with-woodpecker
tom-robbins
|
Tom Robbins |
6f1e509
|
Breath Properly, Stay Curious, and Always Eat Your Beets!
|
|
humor
jitterbug-perfume
tom-robbins
|
Tom Robbins |