f748de8
|
insanligin en dikkate sayan basarilarinin hemen her zaman akitilan kanlarla lekelenmesi ve en buyuk islerin ustesinden zalimlerin gelmesii nsanligin ebedi lanetidir!" syf- 146"
|
|
|
Stefan Zweig |
22e576c
|
Aksi takdirde kendi cevrelerinde anlamsizca donmeye baslarlar,nitekim onlar da hiclige katlanamaz. Kisi sabahtan aksama kadar bir seyler olmasini bekler,fakat hicbir sey olmaz. Oylece bekleyip durur insan. Hicbir sey olmaz.
|
|
|
Stefan Zweig |
94cad77
|
Daima senin etrafindaydim, daima gergin ve hareketliydim; ama sen bunu, cebinde tasidigin ve karanlikta sabirla saatlerini sayan ve duyulmayan kalp atislariyla sana eslik eden ve milyonlarca tikirtili saniyesinden sadece bir tanesine aceleci bakislarla baktigin saat zemberegini hissettigin kadar hissettin.
|
|
|
Stefan Zweig |
173c90a
|
Sana bunu anlatmak istedim, cunku senin, beni hic tanimayan senin, bir yasamin nasil sana baglandigini ve kayboldugunu nihayet kavramaya baslamani istedim.
|
|
|
Stefan Zweig |
5325aae
|
uzerimdeki okul kiyafetleriyle yerimden dogruldum ve sana geldim. Gelmedim; kasilmis bacaklarim, titreyen eklemlerimle kapina miknatisla cekildim.
|
|
|
Stefan Zweig |
e2a6e00
|
senden baska hicbir sey dusunemiyordum, seni gormek, seni bir kez daha gormek ve sana sarilmak istiyordum. Butun gece, butun o korkunc gece boyunca seni bekledim sevgilim.
|
|
|
Stefan Zweig |
9cb2503
|
Arkadaslar beni teselli edecekler ve bana bazi sozler soyleyecekler; sozler, sozler; ama kelimeler bana nasil yardim edebilir ki? Biliyorum, yine yalniz kalmak zorundayim. Ve insanlar arasinda yalniz kalmaktan daha korkuncu yoktur.
|
|
|
Stefan Zweig |
28bb327
|
Sadece yukari ve yukari baktim; orada isik vardi, orada ev vardi, orada sen vardin, orasi benim dunyamdi.
|
|
|
Stefan Zweig |
2bf3018
|
Solo hay una cosa que cansa a los hombres: la vacilacion, la incertidumbre. Cualquier accion libera nuestro animo, incluso la peor resulta mejor que la inaccion.
|
|
|
Stefan Zweig |
a537b03
|
o gune kadar okulda kayitsiz ve siradan bir ogrenci iken,ansizin birinci oldum,gecenin gec saatlerine kadar pek cok kitap okuyordum,zira senin kitaplar sevdigini biliyordum...
|
|
|
Stefan Zweig |
b2e90c0
|
that she, an invalid, a poor, afflicted cripple, should be able to love, should desire to be loved; that this child, this half-woman, this immature, impotent creature, should have the temerity (I cannot express it otherwise) to love, to desire, with the conscious and sensual love of a real woman. I had envisaged every possibility but this: that a being whom Fate had so maimed, who had not the strength to drag herself along, could dream of a..
|
|
|
Stefan Zweig |
04bc7da
|
Wo die anderen enden, beginnen erst die Tragodien Dostojewskis, denn er will nicht Liebe, nicht laue Aussohnung der Geschlechter als Sinn und Triumph der Welt. Er knupft wieder an die grosse Tradition der Antike an, wo nicht, ein Weib zu erringen, sondern die Welt und alle Gotter zu bestehen, Sinn und Grosse eines Schicksals war. Bei ihm hebt sich der Mensch wieder auf, nicht mit dem Blick zu den Frauen, sondern mit der offenen Stirne zu se..
|
|
|
Stefan Zweig |
72943fa
|
Wer einmal sich selbst gefunden, kann nichts auf dieser Welt mehr verlieren. Und wer einmal den Menschen in sich begriffen, der begreift alle Menschen.
|
|
|
Stefan Zweig |
a945c61
|
Ich war durch meine furchterliche Situation gezwungen, diese Spaltung in ein Ich Schwarz und ein Ich Weiss zumindest zu versuchen, um nicht erdruckt zu werden von dem grauenhaften Nichts um mich.
|
|
personality
third-reich
thoughtful
|
Stefan Zweig |
ebb1836
|
In the last resort, every shadow is also the child of light, and only those who have known the light and the dark, have seen war and peace, rise and fall, have truly lived their lives.
|
|
|
Stefan Zweig |
dd87845
|
Icimin bir zamanlar ne kadar olu oldugunu asla bilmediler
|
|
|
Stefan Zweig |
a42816e
|
In der Franzosischen Revolution - wie in jeder - zeichnen sich deutlich zwei Typen von Revolutionaren ab: die Revolutionare aus Idealitat und die aus Ressentiment; die einen, die es besser hatten als die Masse, wollen diese zu sich emporheben, ihre Bildung, ihre Kultur, ihre Freiheit, die Lebensformen steigern. Die andern, die es selber lange schlecht gehabt, wollen Rache nehmen an denen, die es besser hatten, sie suchen ihre neue Macht aus..
|
|
|
Stefan Zweig |
8d1410a
|
Le parece maravilloso verse envuelta por la ardiente muchedumbre, dejarse amar por ese desconocido pueblo; en adelante sigue disfrutando de este amor de veinte millones de criaturas como de un derecho propio, sin sospechar que el derecho impone tambien deberes y que el amor mas puro acaba por fatigarse si no se siente correspondido.
|
|
zweig
|
Stefan Zweig |
ee0a374
|
Sabahtan geceye kadar bir seyler beklenir, ancak hicbir sey olmaz. Beklenir durulur. Hicbir sey olmaz. Beklenir, beklenir, beklenir; dusunulur, dusunulur, sakaklar agriyana kadar dusunulur. Hicbir sey olmaz. Yalniz kalinir. Yalniz... Yalniz...
|
|
|
Stefan Zweig |
680309e
|
nada parece mas dificil en la tierra que renunciar al Poder.
|
|
|
Stefan Zweig |
256b315
|
O unico aspecto que varia nesta perspectiva sao as maos, todas estas maos, claras, agitadas, ou expectantes ao redor da mesa verde; parecem estar a espreita, a entrada do antro sempre diferente de uma jogada, mas assemelhando-se a uma fera prestes a saltar, tendo cada uma a sua forma e a sua cor, umas despidas, outras munidas de aneis e pulseiras tilintantes; umas peludas como se de animais selvagens, outras flexiveis e luzidias como enguia..
|
|
|
Stefan Zweig |
6e2c952
|
Bir gun cocuksu bir gururla --belki de hala o gururla hareket ediyorumdur-- evinin onune gelmedim; fakat inat ve isyanla dolu o bos aksam ne korkunctu. Ertesi aksam tekrar evinin onunde gururu kirilmis bir sekilde duruyor, butun kaderim boyunca bana kapali olan yasaminin onunde yaptigim gibi bekliyor, bekliyordum.
|
|
|
Stefan Zweig |
a2c7fc0
|
How to escape the tyrannical demands that the state and Church seek to impose on me? How to protect that unique part of my soul against enforced submission to rules and measures dictated from outside?
|
|
|
Stefan Zweig |
21e784b
|
He has the sense that up to this moment his life has been a sham; he yearns to live properly, to reflect deeply and ruminate. And it is among his books he hopes to find the solution to the eternal problem of "life and death"."
|
|
|
Stefan Zweig |
e1b5a70
|
Once shame touches your being at any point, even the most distant nerve is implicated, whether you know it or not; any fleeting encounter or random thought will rake up the anguish and add to it.
|
|
|
Stefan Zweig |
77d7614
|
Eram maos de uma beleza muito invulgar, extraordinariamente longas, extraordinariamente magras e, no entanto, atravessadas por musculos muito rigidos...maos muito brancas possuindo na extremidade unhas palidas, nacaradas e delicadamente arredondadas. Pois bem, observei-as a noite inteira...sim, observei-as com uma surpresa constantemente renovada, estas maos extraordinarias, verdadeiramente unicas, mas o que de inicio me surpreendeu de uma ..
|
|
|
Stefan Zweig |
b7ea0b0
|
Simdi bile onlari gozyasi dokmeden dusunemiyorum ama artik gozlerimde yas da kalmadi.
|
|
|
Stefan Zweig |
f6c286c
|
Fakat bu cocuk benim her seyimdi, sendendi, yeni bir sen, ama ayni zamanda artik sen degildi de; mutlu, kaygisiz olan ve yanimda alikoyamayacagim sen degildi o, aksine --oyle hayal ediyordum-- sonsuza dek bana verilmis sendi, askima tutsak, bana bagimli olan sendi o. Simdi nihayet seni elde etmistim, seni, yasaminin gelistigini damarlarimda hissedebilirdim, seni yedirebilir, icirebilir ve icimden geldikce seni oksayabilir, opebilirdim. Anli..
|
|
|
Stefan Zweig |
3b5a5b5
|
Pero ya sabemos por la Historia que ese <> de los reyes, de los politicos y de los generales suele casi siempre ser el preludio de una capitulacion.
|
|
|
Stefan Zweig |
0fdf8b1
|
Cunku insanlik tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarini kendi secer, ne kadar usandirici bir cabaya girerse girsinler hakki olmayanlari acimasizca geri cevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasindan bir kez dusen bir kisi, arabaya bir daha yetisemezdi.
|
|
|
Stefan Zweig |
775aa25
|
ezilmis bir cicekten yitip gitmis baharin mis kokulu mucizesi nasil anlasilmazsa, Madame de Prie'nin tarih olmus yazgisinin tutkulu coskusu da sezilmiyordu bu satirlardan.
|
|
|
Stefan Zweig |
5ca6f47
|
Belirleyici olan tek basina eylem degildir, bunun tanimi ve etkisi daha once gelir. Yapilan bir seyi anlatan ve aciklayan kisi, cogu zaman onu yapandan daha onemlidir ve tarihin onceden kestirilemez gucler dengesi icinde genellikle en kucuk bir hareket bile en inanilmaz etkilere neden olabilir...Tarih olumsuzlugu genellikle yalin, ortalama bir insana dagitirken en cesur ve bilge olanlari, isimsiz karanliga savurur... Elli yasina geldiginde ..
|
|
|
Stefan Zweig |
d76116e
|
Ben seni butun bir hayat boyunca sevmekten yorulmadim.
|
|
|
Stefan zweig |
cd1f915
|
He who thinks freely for himself, honours all freedom on earth.
|
|
|
Stefan Zweig |
8774f8f
|
He desires only to preserve a few memories, assemble a few thoughts, to dream more than live and patiently await death, calmly preparing for it.
|
|
|
Stefan Zweig |
06814c4
|
kn yZn 'nh y`rf kl shy' , w lan ysh`r 'nh `bara 'mm alf l'srr w lmshklt dwn 'n yfkr fyh llHZ@ , w ysh`r bl`r l'n kmy@ lm`rf@ lfqyr@ lty ymtlkh t`thWrt `nd 'wl `qb@ twjhh fy lHy@
|
|
|
Stefan Zweig |
676b277
|
Bu yaslardaki genc kizlar icin okuduklari siirlerin iyi mi kotu mu, sahici mi yoksa uyduruk mu oldugunun hic onemi yoktur. Dizeler onlar icin susuzluklarini dindiren kadehlerdir, icindeki saraba dikkat etmezler, cunku daha icmeden sarhosturlar.
|
|
|
Stefan Zweig |
8c27243
|
n fkr@ lthwr@ ws`@ w tHtwy slm mn Drwb ltfwt ttnw` byn lmthly@ lsmy@ w lfZZ@ ldny@, byn l`Zm@ w lshrs@, byn lrwHny@ ldqyq@ w l`nf lGlyZ, w hy ttHwl w ttbdl wfq llns w lZrwf. kdhlk l'mr fy lthwr@ lfrnsy@ fhy tDm nmwdhjyn mkhtlfyn ybrzn bwDwH: nmwdhj lthwryyn ldhyn tqwdhm lmthly@ wnmwdhj lthy'ryn ldhyn yqwdhm lHqd. fSHb lnmwdhj l'wl lmHZwZyn 'kthr mn l`m@ yrydwn n yrf`w l`m@ lyhm lky tblG mstwhm w thqfthm w 'shkl Hythm w lHry@ lty ytmt`wn bh
|
|
|
Stefan Zweig |
9ace904
|
But travelling, even as far as to other worlds under other stars, did not allow me to escape Europe and my anxieties. However far I went from Europe, its fate came with me.
|
|
|
Stefan Zweig |
1843611
|
Karsi cikmamin nedeni, orada yine tanidik insanlarla bir arada olmak, yine nezaketen bazi seyler yapmak ve sosyal davranmak zorunda kalmakti. Oysa benim kendi basima kalmaktan baska bir istegim yoktu, iki hafta boyunca kitap okumak, yuruyuse cikmak, hayal kurmak, rahatsiz edilmeden uzun uzun okumak, iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yasamak, konusmak zorunda olmamak, bir anlamda rahatsiz edilmeden kendim olmak istiyordum. Bilincine ..
|
|
|
Stefan Zweig |
0f619af
|
Kakto be nev'zmozhno da si predstavish Rilke da buistva, taka nev'zmozhno be da si krai nego i dokosnat ot izlivashchiia se trepet na negovata tishina, da ne spodavish vsiaka gr'moglasnost i samomnitelnost.
|
|
|
Stefan Zweig |
555407f
|
What Montaigne seeks is his interior self, that which cannot submit to state, to family, to time, to circumstances, to money, to property; this interior self, which Goethe labelled the "citadel", where all access is prohibited."
|
|
|
Stefan Zweig |
ccbe271
|
should judge the aptitude of a child not by his memory but by the testimony of his life... Let the young man read and sift and verify, not just accept the authority in good faith. A rich variety of opinions must be presented to him. He will make his choice, and if he cannot, then he will remain in doubt. He who sheep-like follows another follows nothing. He discovers nothing, because he seeks nothing.
|
|
|
Stefan Zweig |
5101fc9
|
La pression des nationaux-socialistes commencait peu a peu a delabrer les nerfs des milieux clericaux et bourgeois ; ils sentaient de plus en plus l'insistance subversive de l'impatiente Allemagne, qui leur serrait aussi la vis dans le domaine de l'economie. Le gouvernement Dollfuss, qui voulait conserver une Autriche independante et la preserver de Hitler, cherchait de plus en plus desesperement un dernier appui. La France et l'Angleterre ..
|
|
|
Stefan Zweig |